Niyetlenilenden fazla ve uzun süreli alkol kullanmaya başlamak.
Alkolü kontrol etme çabasının sonuçsuz kalmaya başlaması.
Alkole çok fazla zaman ayırmak.
Uygun olmayan zamanlarda alkol istemek-aşermek.
Alkol nedeniyle sorumlulukların yerine getirilememesi.
Sosyal ve kişilerarası sorunlar yaşanmasına rağmen alkol kullanımının devam etmesi.
Diğer günlük etkinliklerin azaltılması.
Alkollü araç kullanımı gibi tehlikeli olabilecek durumlarda tekrarlayan alkol kullanımı.
Bedensel-ruhsal sağlıkla ilgili olumsuz etkilere rağmen alkol kullanımı.
Alkol kullanım miktarının zaman içerisinde giderek artması.
Alkol kullanmayınca olumsuz bedensel ya da ruhsal belirtiler ortaya çıkması.
Bu belirtilerin iki ve fazlasının varlığı bize alkol kullanım bozukluğunu düşündürür.
KADINLARI ALKOL KULLANIMINA YÖNELTEN FAKTÖRLER
Kadınlar daha çok hangi nedenlerden dolayı alkole yöneliyor? Çocukluk travmaları, hormonal döngü, aile yaşantısının etkileri nelerdir?
Kadınlar alkolü daha çok sıkıntı hissiyle baş etmek için kullanır. Yine alkol sorunu olan kadınların önemli bir kısmının partnerlerinde de alkol sorunu olduğunu görüyoruz. Bu durumun tersi ise çok geçerli değil; yani alkol sorunu olan erkeklerin partnerlerinde alkol sorunu olma riskinin yüksek olmadığını görüyoruz.
Kadınların özellikle çocukluk döneminde cinsel istismar veya benzeri travmalara maruz kalma riskleri erkeklere göre daha fazla. Ayrıca kadınlarda boşanma, işten ayrılma, annelik rolünün kaybı gibi sosyal rollerdeki değişiklikler de alkol kullanım sorununu artırabiliyor. Kadınlar genellikle yaşamış oldukları olumsuz yaşam olaylarının neden olduğu sıkıntıyı geçici de olsa hafifletmek için alkol kullanıyorlar. Alkol, sıkıntı hissini kısa süreli hafifletse bile hemen sonrasında daha büyük bir sıkıntı hissinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu daha büyük sıkıntıyı da ortadan kaldırmak için yine alkol alınınca benzer durum yine ortaya çıkıyor ve bu sorun kartopu şeklinde giderek büyüyor.
“TEDAVİ KONUSUNDAKİ EN BÜYÜK ENGEL DAMGALAMA”
Kadınlar tedaviye başvurmakta erkeklere kıyasla ne durumda?
Önemli sorun alanlarından birisi de burası. Aslında alkol kullanım bozukluğu oldukça yüksek oranda tedavi edilebilen bir sorun. Bu noktada hem toplumsal damgalama hem de kendini damgalama büyük bir engel oluşturuyor. Toplumda kadınların alkol sorununa bakış; geleneksel annelik ve bakım verme rolüyle ilişkili atıflar, cinsellik vurgusu gibi durumlarla ilişkili olarak ne yazık ki erkeklere göre daha da sert olabiliyor. Bu damgalamanın neden olduğu utanç duygusu, kadınların alkol kullanım sorunundan dolayı sosyal alandan kaçınmalarına neden olabiliyor. Bu durumla ilişkili yalnızlık hâli, hem alkol sorununun büyümesine neden olabiliyor hem de tedaviye başvurmaya engel oluşturuyor. Ne yazık ki bu durum da düzelme olasılığı yüksek olan bir sorundan dolayı bireylerin daha fazla acı, ızdırap duymaları ile sonuçlanabiliyor.
Kadın bağımlıların ağırlıklı sosyoekonomik durumu nedir?
Alkol kullanım bozukluğu her sosyoekonomik statüden kadında görülebilen bir sorun.
Kadınların alkol bağımlılığına karşı daha dirençli olabilmesi için neler yapılabilir?
Bu konuyu alkol sorunu gelişmeden önce yapılabilecekler ve alkol sorunu geliştikten sonra daha etkin tedavinin sağlanabilmesi olarak iki başlık altında ele alabiliriz. Alkol sorunu gelişmeden önce, kadınların ruhsal sorunları için danışmanlık almaları ve tedaviye ulaşabilmelerinin kolaylaşması çok önemli. Böylelikle ruhsal sıkıntıyı azaltmak için yönelinen alkol kullanımı azaltılabilir. Yine kadının sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesi, spor ve sanat etkinliklerine ulaşımının kolaylaşması, kadına yönelik şiddet ve istismar gibi olumsuz yaşam olaylarına yönelik koruyucu önlemleri güçlendirilmesi, kadının bu durumlarda kendini daha güvende hissedeceği bir ortamın sağlanması, okullarda gençlerin duygu düzenleme, hayır deme gibi ruhsal becerilerini geliştirecek danışmanlık uygulamalarının yaygınlaştırılması gibi koruyucu uygulamalar alkol sorununun gelişme riskini azaltabilir.
Alkol sorunu yaşayan kadınların erkeklere kıyasla tedaviye daha iyi yanıt verebildiği biliniyor. Alkol sorununun daha etkin tedavisi için ise, bağımlılık sorunu yaşayan kadınların iyileşme beklentisi içinde olması, tedaviye erişim ve sosyal destek ağlarının güçlendirilmesi kadınların çok daha hızlı iyileşmelerini sağlayabilir. Bağımlılık tedavisi sağlayan kurumlarda kadına özgü modellerin oluşturulması kadınların tedaviye ulaşmalarını kolaylaştırabilir. Yine kadınlarda kendini damgalamayı azaltan psikososyal terapilerin oluşturulması, tedavi ve rehabilitasyon sürecinde kadını sosyal açıdan güçlendirecek destek kanallarının artırılması, iş bulma fırsatlarının sağlanması ve çocuk bakımı süreçlerinde kadının desteklenmesinin de önemli katkıları olacağını düşünüyorum. Bireyin ailesinin de tedavi süreçlerine dâhil edilmesi, ailenin bağımlılığı anlama ve doğru davranış biçimlerini geliştirmesine yönelik eğitimler ve diğer girişimler, aile desteğinin artmasını ve tedavilerin daha etkili olmasını sağlayacaktır.